in cash

  1. Adverb nakdi olarak
  2. Adverb peşin olarak
  3. nakleden
  4. nakit olarak
  5. nakden
peşin ödeme
nakit bakiyesi
nakit ödenmiş olmak Verb
para içinde yüzmek Verb
nakdi menfaat
nakdi tazminat
nakit yardım
(US) nakit kefalet yatırmak Verb
nakit fon
ayni ve nakdi Adjective
ayni veya nakdi olarak
ayni veya nakdi Adjective
nakit darlığı içinde
nakit ödemek Verb
peşin ödemek Verb
nakden ödemek Verb
nakit ödenir
peşin ödeme
nakit ödeme
nakit hâsılat
net hâsılat
alacakları tahsil etmek Verb
birine para havale etmek Verb
nakit ödeme
nakit havalesi
nakit karşılık
nakde karşılık
nakit ödeme
peşin ödeme
nakitte kalmak Verb
nakit taahhüt
nakdi değer
peşin değeri
nakit olarak ödenen ücret
ayni veya nakdi olarak
nakdî veya aynî olarak Adverb
nakdi veya ayni olarak
peşin ödeme şartları Noun
kasayı tutmak Verb
kasadan sorumlu olmak Verb
(a)
ABD (kumarhanelerde vb.) fişi paraya çevirmek, (b)
ABD- argo ortaklıktan ayrılmak:
eldeki mal ve kıymetli evrakı paraya çevirip işini tasfiye etmek, (c)
argo ölmek.
to cash in one's chips: ölmek, hesabı görülmek, defteri dürülmek.
bankada mevcut para
tedavüldeki para
elde mevcut para
kasada mevcut para
kasa mevcudu
kasadaki ve bankadaki nakit
evde mevcut para
yararlanmak, kâr sağlamak, faydalı/kârlı hale getirmek.
bir fırsat yakalayıp onu mali bir avantaja dönüştürmek Verb
kayden tahsil edilmiş para
fiilen kasaya girmemiş
yoldaki paralar
para nakliyesi
bankanın kendi binasında bulundurduğu tüm para
kasanın fark göstermesi
açık vermek Verb
kasa da parası olmak Verb
açık vermek Verb
nakit yerine Adverb, Accounting
nakit para yerine Adverb, Accounting
nakit halinde para sigortası Noun
(US) paranın üstü

when the chips are down
k.d. müşkül durumda, sıkışık/kritik anda, başı dara gelince.
alacaklarını toplamak Verb
pazarlanabilir kıymetli kâğıtlar Noun
kıt nakit
nakit kıtlığı
kasa fazlalığı